Öğretmenlerin Mutlaka Okuması Gereken Kitaplar

Başarıya Giden Yol: Sıradan Biri Olma – Arif Arslaner

Öğrencilerinin gözlerinin içine bakarken, ülkesinin ve insanlığın geleceğini görmeyen bir öğretmen, mesleğinin öneminin farkına varamamış demektir. Öğretmen, tohumun içinde ormanı görebilen insandır. Düşünür dediği gibi, bir elmanın yüreğinde gizlenen tohum, görülmez bir elma bahçesidir.

İşlenip, yoğurt veya peynir yapılmayan süt “zehir” olur. Mayasında “Meslek Bilinci” olmayan eğitimcinin ihmali değil midir ‘süt’ün bozulmasına sebep olan? Sütün özünde fayda da vardır zararda. İnsanlara zarar vermesi için değil, faydalı olması için yaratılmıştır süt. Fayda, “bilinçle” işlenmediği zaman “zarar” olur. Bir ineğin yediği “ot” gibi bir bitkinin “süt” dönüştürülmesi bile düşünmeye değmez mi?

<!–-nextpage–->

Beyaz Zambaklar Ülkesinde – Grigory Petrov

Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün okuduktan sonra hayran kalarak önerdiği bir kitaptır. Kitaptan son derece etkilenmiş olan Atatürk, başta askeri okullar olmak üzere tüm okulların müfredatına dahil edilmesini emretmiştir. Kitap, Atatürk zamanında Türkçeye çevrilen ilk kitap olma özelliğini de taşımaktadır. Kitap Türkçe dışında daha birçok dile çevrilerek dünya geneline de yayılmıştır.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı, Rus yazar Grigory Petrov’un Finlandiya seyahatleri sırasında aldığı notlardan oluşmaktadır. Petrov kitapta tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen Finlandiya halkının tüm insanlığa örnek olacak biçimde gerçekleştirdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Kendini milletine ve ülkesine adamış bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan iş adamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergilemesi ve böylelikle ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarması akıcı bir dille anlatılmaktadır. Finlandiya halkı tüm olumsuzluklara rağmen yoksulluktan kurtulmanın, ekonomik, politik ve kültürel olarak mükemmel bir ülke yaratmanın mümkün olduğunu göstermiştir.

Cahil Hoca – Jacques Rancier

Cahil Hoca kitabında, eğitim üzerine özgün bir düşünce ortaya konulurken, zekaların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik algısına da eleştiriler getirilmektedir. Sadece eğitimciler ve eğitim sistemine kafa yoranlar için değil siyaset felsefesiyle ilgilenenler için de son derece faydalı bir kitaptır.

Kitap, 1818’de sürgünde bir devrimci olan Joseph Jacotot’un Belçika’da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulmasıyla başlar. Jacotot, tek kelime dahi Fransızca bilmeyen Flamalara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır. Bu süreçte Jacotot insanın bilmediğini de öğretebileceğini gösteren bir sonuca ulaşmıştır. Kitaptan çıkarılan sonuca bakıldığında bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası herkesin eşit olduğu görülmektedir.

Öğretmenliğime Notlar – Müjdat Ataman

Müjdat Ataman 112 Öğretmenliğime Notlar kitabında, deneyimlerinden yola çıkarak öğretmenlere yol gösterecek önerilerde bulunuyor. Ataman’a göre öğretmenlik hem öğrenmek hem de öğretmekten oluşuyor.

Öğretmenliği, her günü bir diğerinden farklı, tekrarı olmayan bir meslek ve uzun bir öykü olarak tanımlayan Ataman, öğretmenliğe yeni başlayanlar için yaşanmışlıklardan ve örnek olaylardan yola çıkarak yazdığını belirtiyor.

Öğretmen – Frank McCourt

Frank McCourt Öğretmen kitabında, Amerika’da yaşadığı öğretmenlik deneyimlerinden bahsetmektedir.

McCourt, otuz altı yıllık öğretmenlik mesleğinin hayatına nasıl yön verdiğini, çocukluğunu geçirdiği İrlanda’nın fakir ortamından sonra New York liselerinde öğretmenliğe yükselişini içtenlikle ve güldüren bir üslupla bu kitapta okuyucuya sunuyor. Öğretmenlerin de bu kitabı mutlaka okumasını tavsiye ediyor.

Dünyayı Değiştiren Beş Denklem – Michael Guillen

Michael Guillen, Dünyayı Değiştiren Beş Denklem kitabında günlük hayatımızı kalıcı bir şekilde değiştiren beş denklemden bahsetmektedir. Guillen, kitabında bu beş denklemin hem matematiğini hem de öyküsünü anlatmaktadır. Kitapta beş bilim adamının hikayesi anlatılıyor ve portresi çiziliyor. Tanıtım bülteninde 17. yüzyıldan günümüze kadar bilimin kaydığıın sunduğu ifade ediliyor.

Okulsuz Toplum – Ivan Illich

Ivan Illich, Okulsuz Toplum kitabında öğrencilerin gündelik hayatlarında okulda öğrendiklerinden daha fazlasını öğrenebileceklerine değinmektedir. Bunun da kendiliğinden gerçekleştiğini, bu sebeple de okul ve öğretmenlerin bir işlevi kalmadığından bahseder. Illich’e göre zorunlu müfredat ve devam zorunluluğu okulu işlevsiz kılan en önemli unsurlardandır. Her öğrencinin eğitimini özgür bir ortamda alması gerektiğini düşünür. Okulsuz Toplum kitabı farklı bir bakış açısı kazanmak isteyen öğretmenlerin mutlaka okuması gereken bir kitaptır.

Duygusal Eğitim – Gustave Flaubert

Duygusal Eğitim, Paris’e eğitim için giden on sekiz yaşında taşralı bir genç olan Fréderic Moreau’nun hikayesini anlatmaktadır. Moreau burada sanatı, siyaseti, dostluğu, iktidar hırsını ve saf aşkı deneyimler. Monarşi, cumhuriyet ve imparatorluk arasında gelgitler yaşayan Fransız toplumu içerisinde kendine yer edinmeye çalışır.

Fransız edebiyatının başyapıtlarından sayılan Duygusal Eğitim kitabı Flaubert’in Temmuz Monarşisi, 1948 Devrimi ve II. Cumhuriyet Dönemiyle ilgili içerdiği bilgiler sebebiyle tarihçiler için de önemli bir kaynak oluşturmaktadır.

Başarısızlığın Olmadığı Okul – William Glasser

William Glasser Başarısızlığın Olmadığı Okul kitabında, daha çok öğrencinin birbirleriyle iletişim kurması gerektiğinin öneminden bahseder. Böylelikle öğrencilerin düşünmeyi, sorunları çözmeyi ve toplumsal olarak sorumluluk sahibi olmayı daha kolay öğreneceklerini savunur.

Başarısızlığın Olmadığı Okul kitabında, öğrenciler arasındaki ilişkilerin ve öğrencilerin düşünme yeteneğinin gelişmesi için neler yapılabileceği hakkında öneriler sunulmaktadır.

Duygusal Zeka – Daniel Goleman

Daniel Goleman Duygusal Zeka kitabında, herkesin son derece önemli gördüğü IQ (akademik zeka) yerine EQ’yu (duygusal zeka) koyuyor. Goleman’a göre duygusal zeka; kişinin azimli olması, dürtülerini frenlemesi, öz bilinç sahibi olması, başkalarının duygularını paylaşabilmesi gibi özelliklerin yer aldığı bir zeka olarak tanımlanmaktadır. Goleman, araştırma bulgularına göre duygusal zeka eksikliğinin birçok olumsuz sonuç doğuracağından bahseder. Duygusal zeka eksikliği, kişinin ailevi yaşamı, mesleki başarısı, sağlık durumu ve toplumsal ilişkilerinin tümünde kötü sonuçlara neden olmaktadır.

Goleman’a göre, duygusal zeka doğuştan gelen bir özellik değildir. Çocuklukta alınan duygusal dersler yaşam boyunca kişinin davranış tarzını belirlemektedir. Duygusal zeka ile kişi kendisini anlar ve başkalarının duygularına empati kurarak yaklaşır.

Eğitim Üzerine – Immanuel Kant

İnsan için özgürlük çok önemli bir durumdur. Bir defa özgürlüğüne kavuşan insan bundan vazgeçmek istemez ve bunun için her şeyi feda edebilir. Bu yüzden eğitimde disipline çok erken dönemlerde yer verilmelidir. Bu yapılmadığı zaman kişiliği değiştirmek çok kolay olmayacaktır. Disiplinden yoksun olan yani kendi kendine sınırlama becerisi gelişmemiş insanlar gelip geçici heveslerin peşinden gideceklerdir.

Yazıldığı zamanın üzerinden asırlar geçmesine rağmen içindeki önerilerin güncelliğini koruması Eğitim Üzerine kitabını önemli hale getirmektedir. Tüm ebeveynlerin ve eğitim hayatında yer alan herkesin okuması gereken klasik bir kitaptır.

Dünya Okulu – Salman Khan

Salman Khan Dünya Okulu kitabında, gelecekte okullarının göstereceği değişimden bahsetmektedir. Khan, eğitimin dönüşümünün ne şekilde olacağı ve yeniden şekillenecek olan öğretmen- öğrenci ilişkisinin nasıl olacağı konularına değinir. Ayrıca kitapta, teknolojik gelişmelerin sınıflarda kullanılacak teknolojik yöntemlere de ne şekilde yansıyacağına yer verilmiştir.

Bunların yanı sıra Khan Academy’nin teknoloji ve eğitimi nasıl bir araya getireceğini ve insan faktörünü öne çıkaracağını da anlatmaktadır. Tüm bunlarla “Dünya Okulu”, eğitim reformunun geleceğine ışık tutmaktadır.

Okul Sıkıntısı – Daniel Pennac

Daniel Pennac Okul Sıkıntısı kitabında kendi deneyimlerden yola çıkmaktadır. Tembel bir öğrenci olan Pennac, okulu bir öğrencinin, hem de kötü bir öğrencinin bakış açılarından ele alarak yorumlamaktadır. Başarısızlığın yarattığı üzüntüyü, kırıklarla dolu karneleri ve üzgün anne- babaların var olduğu bu evreni sıcak ve mizahi bir yaklaşımla anlatmıştır.

Kitapta, eğitim hayatının öğrenciler üzerindeki etkisi, öğrencilerin yaşadığı zorluklar ve öğretmenlerin tüm bu zorluklara rağmen çözüm önerileri sunması gibi konuların cevapları yer almaktadır. Eğitim ve okullar konusundaki yaklaşımıyla bilindik tabuları yıkan Okul Sıkıntısı, Fransa’da Renaudot Ödülü’nü kazanmıştır.

Emile – Jean Jacques Rousseau

Rousseau kitabını özetlerken, kendimizi çocukların yerine koyma becersinden yoksun olduğumuza değinir. Kendimizi onların yerine koyamadığımız gibi birde kendi düşüncelerimizi onlara empoze etmeye çalışırız.

Rousseau’ya göre çocuklar, yeteneklerini ortaya çıkarma ve olmak istedikleri şeyi olma konusunda özgür bırakılmalıdır. Kendi düşünce tarzımızı veya isteklerimizi onlara benimsetmek, hangi mesleği seçeceklerine karar vermek yerine öncelikle insan olmalarını öğretmeliyiz. Çünkü, bir insan ne olmak istiyorsa onu olabilir sonra bu konudaki kararını da değiştirebilir. Ancak o daima aynı insan olarak hayatına devam edecektir.

Ezilenlerin Pedagojisi – Paulo Freire

Paulo Freire’ye göre eğitim sadece okuma- yazma, matematik ve diğer dersleri öğretmek değildir. Eğitimdeki amaç, var olan çarpık düzeni değiştirmek ve dönüştürmek olmalıdır. Bir eğitimcinin amacı da bundan başka bir şey olmamalıdır.

Ezilenlerin Pedagojisi kitabında hem ezenlerin hem de ezilenlerin özgürleştirilmesi ve herkesin eşit olduğu bir dünya yaratılması konusuna değinilmektedir.