; Hifa Hatunun Hikayesi

Haberler:

2024-KPSS Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi (DHBT)

Ana Menü

Hifa Hatunun Hikayesi

Başlatan Zümrete, Eyl 28, 2021, 05:04 ÖS

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Zümrete

Şükredenler ve Sabredenler Medine'nin kadınları hem güler yüzlü, hem de güzeldirler. Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser. Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç teklif ederler. Hifa Hatun'un methi hızla yayılır ve çoook uzaklara gider. Bırakın hekimleri, tüccarları, vezirler, sultanlar sıraya girer. Ancak o Necaşi gibi bir İmparatoru bile reddeder sadece ve sadece Allah'ın rızasını diler.
  Ama taliplerin ardı arkası kesilmez. Kimi ayaklarına halılar serer. Kimi cevahirler döker. Yüz kızıl tüylü deveyi getirip kapısına bağlayanları mı sorarsınız, yoksa saray anahtarlarını önüne atanları mı? Hifa Hatun bütün bunlara dönüp bakmaz bile, Efendimiz(sas)'in huzuruna çıkıp -"Ey Allah'ın Rasûlü" der, "bana cennete götürecek bir şeyler öğretsene." Doğrusu o, Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) 'gündüzleri oruç tut' ya da 'geceleri namaz kıl' gibi bir tavsiyede bulunacağını sanır ama Server-i Kâinat -"Önce evlenmen lâzım, zira bununla dininin yarısını emniyete alırsın!" buyururlar. Hifa, büyük bir teslimiyetle boynunu büker ve -"Siz kimi münasip görürseniz ben ona razıyım" der. Mâlum, o sıradan bir hanım değildir ve onu nikahına alacak erkeğin de "özel" olması gerekir. Lâkin Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne kimseye ümid verir, ne de kimsenin ümidini kırar. Her zamanki gibi basit ve pratik bir çare bulur -"Yarın sabah mescide ilk gelenle evlen" buyururlar. Bu teklifi herkesin hoşuna gider, talipler erken kalkmak için tedbirler düşünür, kendilerince hazırlık yaparlar. Bu haberi elbette Hazret-i Suheyb de duyar ama dikkate almaz. Zira o fakir ve kimsesiz biridir. Evi yurdu yoktur ve karnını zor doyurur. Kah ağaç altlarına uzanır, kâh mescid gölgelerine kıvrılır. Uzun boyuna rağmen o kadar zayıftır ki, rüzgar sert esse ayaklarını yerden kaldırır. Ama bakın şu işe ki o gece Allah-u Teâlâ bütün sahabelere derin bir uyku verir, Hifa Hatun'un talipleri gözlerine çöken ağırlığa yenilirler. Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her zamanki gibi imsak sökerken mescide gelir ve büyük bir merakla talihli sahabeyi bekler. Nitekim mescidin eşiğinde bir gölge uzar ve Süheyb içeri girer. Rasulullah Efendimiz(sas) namazdan sonra Hifa Hatunu çağırtıp neticeyi bildirir. Hazret-i Hifa büyük bir teslimiyetle kabul eder. Efendimiz(sas) güzel bir hutbe okur ve nikah akidlerini yaparlar. Sonra şanslı sahabeye döner -"Ey Süheyb, şimdi hanımına bir hediye al ve tut elinden evine götür."buyururlar. Suheyb (R. anh) ellerini çaresizlikle iki yana açar. -"İyi ama" diye mırıldanır, "benim ne bir dirhem gümüşüm, ne de sığınacak evim var." Hifa Hatun kocasının boynunu büktürmez, ona içinde on bin dirhem gümüş olan süslü bir heybe gönderir ve -"Filanca yerdeki köşkümü sana hediye ettim" der. Alemlerin Efendisi(sas) çok hislenir onlara hayır dualar ederler. Süheyb, o gün Medine sokaklarında dolanır durur, akşama doğru utana sıkıla konağa sokulur. Kendisi için hazırlanan muhteşem sofradan ya bir, ya iki hurma alır ve -"Ya Hifa, biliyorum sen benim için bulunmaz bir nimetsin, ben ise senin için sadece mihnetim. Ben şükretsem gerek, sen sabretsen gerek. İster misin şu geceyi taat ve ibadetle geçirelim zira Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) 'Cennette yüksek bir çardak vardır. Orada yalnız şükredenlerle sabredenler otururlar." buyurdular. Ve öyle de yaparlar. Seccadelerini gözyaşları ile ıslatır, kalplerini zikir ile aydınlatırlar. Cebrail Aleyhisselam olup biteni Resulullah Efendimiz (sas)'e anlatır ve onları Allahü Teâlânın cenneti ve cemaliyle müjdeler. Ertesi sabah, namazdan sonra Efendimiz(sas), Suheyb'i yanlarına oturtur -"Ey Süheyb geceki halini sen mi anlatırsın ben mi anlatayım?" Süheyb gözlerini kucağına indirir, zor duyulan bir sesle -"Allah'ın Rasulü en iyisini bilir" cevabını verir. Efendimiz(sas) onlara "ne mutlu size" gibilerinden bakar, -"İkiniz de cennetliksiniz" buyururlar, " ve Allah-u Teâlâyı göreceksiniz!" Süheyb derhal secdeye kapanır ve "Ya Rabbi!" diye yalvarır, " o ki beni mağfiret ettin, günahlara bulaşmadan canımı al!" Allahü teâlâ bu yanık duayı kabul eder, Suheyb, secdede kalakalır. Mescidde bulunanlar ağlamaklı olurlar. Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) "Size daha şaşılacak bir şey söyliyeyim mi? Şu anda Hifa Hatun da ruhunu Hakka teslim etti" buyururlar. Namazlarını, yüzü suyu hürmetine yaratıldığımız o Yüce Server kıldırır. İkisini yanyana toprağa bırakırlar. Baş uçlarına küçük bir tahta çakar. Birine "Şükredenlerden Suheyb" yazarlar, öbürüne "Sabredenlerden Hifa!"
  •  

Fatih Kahraman

elinize sağlık. Hekesin okumasını isterim
- Yenemeyeceğiniz tek kişi asla pes etmeyen birisidir.
  •  

Zümrete

  •  

Afife Gün

Hayatını bugün değiştir. Geleceğin üzerine kumar oynama. Şimdi harekete geç, hemen.
  •  

Hilal Alay

Ne kadar etkileyici bir kesit . Allah bizleride şükredenlerden eylesin
- Yenemeyeceğiniz tek kişi asla pes etmeyen birisidir.
  •  

Sümeyra Dinçer

Çok güzel ilk defa gördüm buňu
Ne aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz.
  •  

Azra

Allah razı olsun Zümrete hocam

bende yeni okudum  :'(
"Eğer kendinize inanmazsanız kimse sizin yerinize bunu yapmaz."
  •  

Zümrete

Cümlemizden Allah razı olsun inşallah
  •  

Bulut

  •  

Fatma Topaloğlu

Allah razı olsun zümrete hocam
  •  

Zeynep s.

Hocam bu tarz kesitlerinizin devamını bekliyoruz .konu anlatırken de bazen sınıfta cocuklara şu örneği verdim deyip anlatiyorsunuz çok etkili oluyor. İnşallah bizde bu sahabeler gibi oluruz
  •  

Dokuzoğlu

Yarın çok geç olabilir. Sakın unutma.
  •