Ünite 3 - İlk Dönem Kelâmî Şahsiyetler - Sorularla Öğrenelim

Başlatan Arif ARSLANER, Haz 01, 2023, 10:04 ÖÖ

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Arif ARSLANER

Ünite 3: İlk Dönem Kelâmî Şahsiyetler

1. Ehl-i sünnete göre ilk dönem şahsiyetleri arasındamakbul olarak görülen âlimler kimlerdir?
Cevap: Hasan-ı Basrî ve Ebû Hanîfe'dir.

2. Ehl-i Sünnet tarafından bidat düşüncelerin öncüleriolarak kabul edilen şahsiyetler kimlerdir?
Cevap: Ma'bed el-Cühenî, Cehm b. Safvân, Ca'd b.Dirhem, Gaylân ed-Dımaşkî'dir.

3. Kaderin olmadığı, ezelde kulların fillerininbelirlenmediği fikrini toplumda yüksek sesle ilk ortayaatan kişi kimdir?
Cevap: Ma'bed el-Cühenî'dir

4. Ma'bed el-Cühenî'nin görüşlerine, yine ilk dönemdedestek veren kişi kimdir?
Cevap: Gaylân ed-Dımaşkî'dir (ö. 120/738 civarı).

5. Kaderiyye mezhebi ve kaderîlik nasıl ortaya çıkmıştır?
Cevap: Ma'bed el-Cühenî ve Gaylân ed-Dımaşkî, kaderkonusu üzerinde Müslümanlar arasında ilk defa konuşankişilerdir. Bu iki kişi kaderi inkâr ederek insanı fiillerindehür kabul etmişler ve insanı kudret sahibi olarakgörmüşlerdir. Bu iki zatın kader ile ilgili görüşleriKaderiyye mezhebinin aslını teşkil etmiş, bu görüşübenimseyenlere kaderî denilmiştir.

6. Ma'bed el-Cühenî, kader müessesesine menfi olarakyaklaşırken sahabeden Ebû Zer el-Gıfârî'nin hangihareketini kendi fikrini destekleyici olarak görmesinesebep olmuştur?
Cevap: Ebû Zer el-Gıfârî (ö. 31/651-652), Müslümanlarınmallarını Allah'ın malı olarak kabul ettikleri ve bumalların tasarruf hakkının ve yönetimin kendilerine ilahîkader ile geçtiğini iddia etmeleri sebebiyle Emevîleri sertbir şekilde eleştirmiştir. Çünkü onların bu tavrı cebir vebaskı anlamına gelmektedir. Ma'bed'in kaderkonusundaki olumsuz tavrında Ebû Zer'in bu çıkısınınetkisi vardır.

7. Kaderîliğin ortaya çıktığı dönemde sahabeden hayattaolanlar, kaderîlik akımına karşı nasıl bir tutumsergilemişlerdir?
Cevap: Kader ile ilgili bu görüşlerin ortaya çıktığıdönemde Ebû Hureyre (ö. 59/ 678), Abdullah b. Abbas (ö.68/687), Abdullah b. Ömer (ö. 73/692), Enes b. Mâlik (ö.93/712) gibi büyük sahabîleri henüz hayattaydı. Onlar bugelişme karşısında kendilerinin böylelerinden uzakolduklarını ilan ettiler. Sorular karşısında da bu fikrisavunanlara selâm verilmemesi, cenaze namazlarınınkılınmaması ve uzak durulması tavsiyesinde bulundular.

8. Kaderîliğin kurucusu sayılan Ma'bed, bu fikrî akımınamüteakip hangi fiili hareketlerde bulunmuştur?
Cevap: Ma'bed, eylemci bir kişiliğe sahipti. Basra'yaintikalinin ertesinde Emevî hükümdarlarının ilâhî adaletadına yaptıkları zulümlere karşı çıktı ve başlatılan isyan hareketine katıldı. Hasan-ı Basrî'nin isyana katılmamasıyönündeki telkinlerini de dikkate almadı.

9. Ma'bed, isyan ettiği ve ardından Mekke'de yaralıolarak ele geçirildiği zaman nasıl bir beyanattabulunmuştur?
Cevap: Ma'bed'in, isyanın ardından Mekke'de yaralıolarak ele geçirildiğinde Hasan-ı Basrî'nin tavsiyelerineuymadığından dolayı pişmanlığını dile getirdi. Bunarağmen Haccâc'ın kader ve kaza konusundaki alaycısoruları karşısında fikrinin arkasında durdu ve yılgınlıkgöstermedi. Siyasî düşünce ve faaliyetleri sebebiyle idamamahkûm edildi.

10. Ma'bed'in kaderi yok saymasının ardında yatan asılsebep nedir?
Cevap: Emevîlerin keyfî yönetim şekli ve haksızuygulamalarıdır. Çünkü onlar bu haksız uygulamalarınınsorumluluğunu kadere yükleyerek işten sıyrılmakistiyorlardı. Buna karşılık Ma'bed, hangi konumda olursaolsun insanların kendi yapıp-ettiklerinden sorumluolduğunu söylüyordu.

11. Ma'bed'in, kader yorumu ve inandığı düşünceleriaçıkça söyleme tavrı, kelâm ilmi için hangi sonuçlarıdoğurmuştur?
Cevap: Onun kader yorumu ve inandığı düşünceleriaçıkça söyleme tavrı, Mu'tezile üzerinde ciddi tesirleriolmuştur. Bundan dolayı bazı Mu'tezilî alimler onuMu'tezile'nin Medine grubu içinde saymışlardır. Yahya b.Maîn, Ebû Hatim, Dârekutnî, İbn Hacer gibi alimler iseonu hadîs rivayetinde güvenilir kişilerden kabuletmişlerdir.

12. Gaylân b. Müslim ed-Dımaşkî el-Kıbtî kimdir?
Cevap: Gaylân b. Müslim ed-Dımaşkî el-Kıbtî (ö.120/738 civarı) irade hürriyeti konusundaki fikirleriyleMa'bed el-Cühenî ile birlikte ilk Kaderiyye fırkasınındoğuşunu hazırlayan tabiûn dönemi âlimlerinden biridir,ancak hayatı hakkında fazla bilgi yoktur.

13. Gaylân b. Müslim ed-Dımaşkî el-Kıbtî, Emevîlerlenasıl bir ilişki içinde olmuştur?
Cevap: Başlangıçta Gaylân'ın Emevî halifeleriyle yakınilişkisi vardı. Ancak sonraları kaderi inkâr düşüncesinegitti. Bu fikrini halka açıklayıp onları yönetime karşıkışkırttı, Emevîlerin parasal politikalarını eleştirdi. Dahada ileri giderek Emevî halifeliğini tanımadığını ilan etti.Bu da onun idamını getirdi.

14. Gaylân, hangi âlim tipolojisinde kabul görmektedir?
Cevap: Gaylân, bazı kaynaklarda Kaderiye'ye,bazılarında Mürcie'ye, bir kısmında Kaderî Mürcie'ye, birkısmında ise Mu'tezile'ye mensup bir âlim olarakgösterilmektedir.

15. Gaylân'ın bir Mürcie âlimi olarak sayılmasının sebebinedir?
Cevap: Gaylân'ın Mürcie'den sayılmasına muhtemelenonun, imanı "kalbin tasdiki ve dilin ikrarı" şeklindetanımlaması, ameli imana dahil etmemesi ve büyük günahişleyenin kâfir olmadığı şeklindeki görüşleri sebebiyetvermiştir.

16. Kaderiye ve Mu'tezile sözkonusu olduğu zamanGaylân'ın kelâm ilmi ve tarihi bakımından önemi nedir?
Cevap: Gaylân, kelâm ilmi ve tarihi bakımından,Kaderiye ve Mu'tezile'nin benimsediği prensipleri dahaönce ortaya koyması bakımından önem arz eder. NitekimMu'tezile'nin "el-usûlü'l-hamse" diye anılan beş temelprensibine temel teşkil eden görüşleri ilk önce o dilegetirmiştir. Öte yandan onun ilâhî sıfatların zatın aynıolduğu ile Kur'ân'ın yaratılmış olduğu şeklindekigörüşleri Mu'tezile'nin tevhid prensibinin temelinioluşturmuştur. Aynı şekilde onun, irade hürriyetikonusundaki fikirleri Mu'tezile'nin adalet prensibininteşekkülünde önemli rol oynamıştır. Bu yüzden,Kaderiye'nin öncülerinden sayılmakta, Ma'bed el-Cühenî'den sonra ikinci önemli isim olarak anılmaktadır.

17. Gaylân'ın, imâmet konusunda liyakat ve vasıfilkelerine ağırlık vermesinin temel sebebi nedir?
Cevap: Gaylân, böyle yaparak Emevîler'e karşı bir siyasîmuhalefet sergilemiştir. Ona göre halife Kitap ve Sünnetiiyi bilmelidir. Ümmet üzerinde ittifak ettiği takdirdeKureyş'e mensup olmayan bir kişi de halife olabilir.

18. Ca'd b. Dirhem kimdir?
Cevap: İlahi sıfatlar halkul Kur'an insanların fiilleri konularını İslam düşünce tarihinde ilk konuşan kelamcılardan biridir. Fikirleri ölümünden sonra yayılmıştır. Cehmiyye olarak anılmıştır. Dirhem' e göre, akılla nass çatışırsa akıl esas alınarak nass buna göre tevil edilmesi gerekir. Bu fikri savunan ilk kişidir.

19. Ca'd b. Dirhem'in Harran'da doğmuş ve yetişmişolduğu fikrinin menşei nedir?
Cevap: Akâid konularını akılcı bir yaklaşımla ele alışı,onun eski felsefî kültür merkezlerinden biri sayılanHarran'da doğmuş ve yetişmiş olması ihtimalinigüçlendirmektedir.

20. Ca'd b. Dirhem kelâm alanında hangi temelgörüşleriyle öne çıkmıştır?
Cevap: Ca'd b. Dirhem, hicrî II. asrın başlarında akaidkonularında Selef anlayışına aykırı olarak ortaya attığıgörüşleriyle dikkati çeken bir şahsiyettir. O, Dimaşk,Basra, Kûfe gibi merkezleri dolaşarak görüşleriniyaymaya çalışmış, özellikle Cehm b. Safvân'a ilâhîsıfatların reddi ve Kur'ân'ın yaratılmış olduğu konusundatesir etmiştir.

21. Ca'd b. Dirhem'in Allah'ın sıfatlatı ile ilgili görüşünasıldır?
Cevap: Ca'd b. Dirhem'e göre Allah Teâlâ'nın zatıdışında kadîm olarak kabul edilebilecek birtakım sıfatlarıyoktur. Eğer Allah'ın kadîm sıfatları bulunsaydı bu, Allah'tan başka kadîm varlıkların kabul edilmesi demekolduğu için tevhidi ortadan kaldırırdı.

22. Ca'd b. Dirhem'in Allah'ı niteleyen tabirler ile ilgiligörüşü nedir?
Cevap: Ca'd b. Dirhem'e göre, Allah yaratıklara aslabenzemez. Buna göre dinî metinlerde zikredilip de Allah'ıyaratıklarla benzerlik taşıyacak şekilde niteleyen "yed","vech", "ayn" gibi tabirlerin Allah'ın zatına yaraşırbiçimde tevil edilmeleri gerekir.

23. Ca'd b. Dirhem'e göre Kur'an-ı Kerim kadîm midir,yaratılmış mıdır?
Cevap: Ca'd b. Dirhem'e göre Kur'ân-ı Kerîm kadîmdeğil hâdistir, yaratılmıştır.

24. Ca'd b. Dirhem'e göre insanın fiillerinin hükmünedir?
Cevap: İnsanın fiilleri tamamen kendisine aittir; o, fiilişleme gücüne (istitâat) ve iradesine özgürce sahiptir.

25. Ca'd b. Dirhem'in vefatından sonra görüşleri kimtarafında sahiplenilmiş veya kullanılmıştır?
Cevap: Ehl-i Sünnet'in Selef âlimleri tarafındaneleştirilen Ca'd'in görüşleri sonradan yankı bulmuş, baştatalebesi Cehm b. Safvân olmak üzere Vâsıl b. Atâ, Amr b.Ubeyd ve diğer bazı Mu'tezilî âlimlerce benimsenerekkelâm ilminin teşekkül etmesinde rol oynamıştır.

26. Cehm b. Safvân es-Semerkandî et-Tirmizî kimdir?
Cevap: Cehmiyye fırkasının kurucusu olan Cehm b.Safvân es-Semerkandî et-Tirmizî (ö. 128/745-46) ilkkelamcılardandır.

27. Cehm'in kelâm ilmi bakımından en belirgin özelliğinedir?
Cevap: Cehm'in en belirgin özelliği, sıfatların inkârı,Kur'ân'ın yaratılmışlığı ve insan iradesini kabuletmemektir (cebr).

28. Cehmiyye mezhebinin Mu'tezile ile örtüşen yönünedir?
Cevap: Cehmiyye mezhebi, insan iradesini inkârı ve tambir cebr anlayışı cihetinden Cebriye ile sıfatların inkârıyönünden Mu'tezile ile örtüşür.

29. Cehm'in Allah'ın subûti sıfatlarına bakışı nasıldır?
Cevap: Allah'a subutî ve haberî sıfatlar nisbet edilemez.Allah yaratıklara ait hiçbir sıfatla nitelendirilemez.

30. Cehm'in Kur'an'a bakış açısı nasıldır?
Cevap: Cehm b. Safvân'a göre Kur'ân mahlûktur. Zirakelâm yapılan, edilen, sonradan olma bir fiildir. Bu fiilcisimlerle birlikte bulunur. Dolayısıyla cisim olmaktanmünezzeh olan Allah'a nisbet edilemez.

31. Cehm'in kaza ve kadere karşı bakışı nasıldır?
Cevap: Cehm, kulların mutlak cebr altında olduklarını,insanın hiç bir gücünün olmadığını, fiillerinde mecburolduğunu, fiillerini icra ederken hiçbir iradesininbulunmadığını, onları Allah'ın yarattığını ve fiillerininsana izafe edilmesinin mecazî olduğunu iddia etmiştir.

32. Cehm'in iman müessesesine bakışı ne yöndedir?
Cevap: Cehm'e göre iman, Allah'ı bilmek, küfür isebilmemektir. Diğer bir deyişle iman kalbin marifetidir,bilgisidir; tasdik olmaksızın Allah'ı ve Hz. Peygamberinhaber verdiği şeyleri kalben bilmek demektir.

33. Cehm'in fikirlerinin oluşumunda hangi çevreler etkiliolmuştur?
Cevap: Cehm, pek çok muhitte bulunmuş, buralardakarşılaştığı kişilerden ve farklı kültür çevrelerindenetkilenmiştir. Nitekim Kûfe'de Cad b. Dirhem (124/742[?]) ile karşılaşmış ve ilâhî sıfatlar, kader ve halku'l Kur'ân gibi konularda onun tesiri altında kalmıştır.Emevîlere karşı yürütülen bir isyana taraftar olmuş,dönemin siyasetine fikren ve fiilen katılmıştır. Cehm,çağdaşı Ebû Hanîfe ve Vâsıl b. Atâ ile de fikiralışverişinde bulunmuş ve talebeleriyle tartışmıştır. Ayrıcaünlü tefsirci Mukâtil b. Süleyman ile de
münazaralardabulunmuştur.

34. Cehm'in kabir ve ahiret hakkında görüşleri nelerdir?
Cevap: Cehm b. Safvân'a göre Allah, ahirettegörülemeyecektir. Zira bir şeyin görülebilmesi için onuncisim olması; bir yön ve mekânda bulunması gerekir.Allah Teâlâ cisim olmadığı ve bir yönde bulunmadığı içingörülemez. Öte yandan Cehm'e göre kabir azabı, sırat vemizân da yoktur.

35. Cehm'in akıl-nakil mukayesesi durumundaki tercihihangi istikamettedir?
Cevap: Cehm, nasları serbest bir akılcılıkla yorumlamayaçalışan; akılla nassın çatışması halinde aklın esas alınmasıve nassın buna göre te'vil edilmesi gerektiğini savunan ilkkelâmcılardan biridir.

36. Ebû Hanîfe kimdir?
Cevap: Ebû Hanîfe Numan b. Sabit (80-150/699-767), h.80 yılında Kûfe'de doğmuş, 150 yılında Bağdat'ta vefatetmiştir. O, Hanefî mezhebinin imamı ve büyük birmüctehiddir.

37. Ebû Hanîfe'nin ehl-i sünnet için önemi nedir?
Cevap: Ebû Hanîfe, fıkıh ilmindeki öncülüğünün yanı sırakelâm (akaid/elfıkhu'l- ekber) ilmiyle de uğraşmış, builmin temel konularını düzenleyerek ve dönemindekiinkârcı ve bid'atçılarla münakaşalar yapmış, Ehl-i Sünnetkelâmının kurulmasına zemin hazırlamıştır. O, bu türmünakaşa ve münazaralarıyla, Hz. Peygamber'densahabeye ve sonraki nesillere intikal eden ve o dönem Müslümanlarının çoğunluğunca da benimsenen itikadîesasları savunmayı gaye edinmiştir.

38. Ebû Hanîfe'nin yaşadığı dönemin özelliği nedir?
Cevap: Ebû Hanîfe Havâric, Cehmiyye, Mu'tezile,Müşebbihe, Kaderiyye, Cebriyye, Mürcie ve Şia'nın bireritikadî mezhep olarak teşekkül etmeye başladığı birdönemde yaşamıştır. Ebû Hanîfe'nin çağdaşları arasındaCa'd b. Dirhem, Cehm b. Safvân, Vâsıl b. Atâ, Amr b.Ubeyd ve Şeytânüttâk gibi farklı görüşleri savunan ilkkelâmcılar yer alır. Dolayısıyla görüş ayrılıklarının teorikhale gelmeye başladığı dönemde içtihâdî bakımdan çokönemli bir yer kaplamıştır.

39. Ebû Hanîfe kelâm ilmine karşı menfi bir tavır almışmıdır?
Cevap: Ebû Hanîfe'nin, kelâmı öğrenilmesi caiz olmayanilimlerden saydığı, hatta başta oğlu Hammâd olmak üzereöğrencilerine bu ilimle uğraşmayı yasakladığı, insanlarakelâmın kapısını aralayan Amr b. Ubeyd ile birlikte biritenzihte, diğeri teşbihte olmak üzere iki aşırı ucu temsileden Cehm b. Safvân ile Mukâtil b. Süleyman'ı sert birşekilde tenkit ettiği söylense de, günümüze kadar ulaşanve Ebû Hanîfe'ye ait olan bazı akaid risalelerinin varlığı,onun fıkıh sisteminde re'ye ve kıyasa başvurup biranlamda akılcılığı benimsemesi kelâmî bir perspektifesahip olduğu göstermektedir.

40. Ebû Hanîfe'nin, hayatının belli bir döneminden sonrafıkhî konularla fazlaca meşgul olması, kelâmı ilgilendirenmeselelerle ilgilenmeyi caiz görmemesinden mikaynaklanmaktadır?
Cevap: Hayır, akaide dair temel esaslar üzerindegörüşlerini ortaya koyduktan sonra bu alandakiçalışmalara fazla ihtiyaç hissetmemesinden, ayrıca çözümbekleyen fıkhî-amelî meselelerin çokluğundankaynaklanmış olmalıdır.Nitekim vefatından önceöğrencilerine yaptığı tavsiyeleri ihtiva eden el- Vasiyye ileer-Risale'sinin itikadî meselelere dair olması kelâmîkonularla ilgisini kesmediğini gösterir.

41. Ebû Hanîfe, akâid esaslarını belirlerken neyi esasalmıştır?
Cevap: Ebû Hanîfe, akâid esaslarını belirlerken Kur'ân vehadîsleri esas almıştır. kendisiyle tartıştığı kimse nasslarıkabul eden biriyse onunla kesin naklî delil; nassları delilsaymayan biriyse kesin aklî delil kullanarak münakaşaetme yolunu seçmiştir.

42. Ebû Hanîfe, biriyle tartıştığı zaman hangi tür delillerikimle tartışırken kullanır?
Cevap: Ebû Hanîfe, kendisiyle tartıştığı kimse nasslarıkabul eden biriyse onunla kesin naklî delil; nassları delilsaymayan biriyse kesin aklî delil kullanarak münakaşaetme yolunu seçmiştir.

43. Ebû Hanîfe'nin akâid alanında görüşlerindenfaydalandığı kişiler kimlerdir?
Cevap: "Ebû Hanîfe'nin akaid alanında görüşlerindenfaydalandığı kişilerin başında Hz. Ali gelmektedir. Ayrıca Ebû Hanîfe Zeyd b. Ali, Muhammed el- Bakır ve Ca'feres-Sâdık Ehl-i beyt alimlerinden akaid konularındaistifade etmiş; sahabeden özellikle Abdullah b. Mes'ûd;tabiûndan Hasan-ı Basrî, Atâ b. Ebî Rebâh, Sa'îd b.Müseyyeb ve Ömer b. Abdülazîz gibi âlimlerin görüşlerikendisinin akaidle ilgili düşüncelerine şekil vermiştir.

44. Ebû Hanîfe'nin "ulûhiyet" hakkındaki görüşü nedir?
Cevap: Allah Teâlâ her şeyin yaratıcısıdır. Her insan,mahlûkat üzerinde düşünerek Allah'ın var olduğunu idrakedebilir. Bundan dolayı dinî bir davetle karşılaşmasa bileyetişkin ve akıllı her insan, Allah'a inanmakla mükelleftir.Allah'ın zatî fiilî sıfatları vardır.Allah'ın sıfatları zatındanayrı düşünülemez.

45. Ebû Hanîfe'nin "kader" hakkındaki görüşü nedir?
Cevap: Kâinatta meydana gelen her şey Allah'ın takdirive kazasına göre cereyan eder. Zira Kur'ân ve hadîslerdeher şeyin yaratılmadan önce yazıldığı ve meydana gelenşeylerin bu yazıya göre gerçekleştiği açıkça belirtilmiştir.Zira Allah, herkesin kaderini, kendi iradeleriylegerçekleştirecekleri şekilde yazmıştır. Bundan dolayı kişiannesinden mümin veya kâfir (mutlu veya bedbaht) olarakdoğmaz; kendi irade ve kudretiyle mümin iken kâfir, kâfiriken mümin olabilir.

46. Ebû Hanîfe'nin "peygamberlik" hakkındaki görüşünedir?
Cevap: Peygamberlerin gösterdikleri mucizeler haktır.Hz. Peygamberin ayın yarılması (inşikâku'l-kamer) vemi'rac mucizesi haktır, gerçektir. Bütün peygamberleringetirdiği dinler tevhid esasına dayanır; peygamberleringetirdiği dinlerde inanç esasları değişmez. Bununlabirlikte fer'î hükümlerde (şeriat) farklılıklar olabilmiştir.

47. Ebû Hanîfe'nin "ahiret" hakkındaki görüşü nedir?
Cevap: Kabir azabı haktır, gerçektir. İnsanların ölümdensonra diriltilmeleri ve amellerinin tartılması haktır.Müminlerin günahları sebebiyle âhirette tâbi tutulacaklarımuamele ise Allah'a kalmıştır. O, dilerse affeder, dilerseazaba uğratır. Sadece peygamberlerin ve naslardahaklarında açıklama bulunan kimseler doğrudan cennetegireceklerdir. Allah Teâlâ, dilediği şekilde ve keyfiyetibizce bilinmeyen bir tarzda müminler tarafından cennettegörülecektir.

48. Ebû Hanîfe, insan-amel ilişkisini nasıl görmektedir?
Cevap: Ebû Hanîfe'ye bir insanda imanın gerçekleşmesiiçin onun şüpheden arınmış kesin bilgiye sahip olmasınınyanı sıra bu bilginin doğruluğunu kesin olarak tasdiketmesi ve bu kararını sözlü olarak açıklaması gerekir.İman için bunların hiçbiri tek başına yeterli değildir. Aksihalde kalben tasdik etmedikleri halde inandıklarını söyleyen münafıkların ve Hz. Muhammed'in gerçekpeygamber olduğunu bilmelerine rağmen nübüvvetinitasdik etmeyen Ehl-i kitap'ın mümin sayılması gerekir.

49. Ebû Hanîfe'nin "Halku'l-Kur'ân" hakkındaki görüşünedir?
Cevap: Ebu Hanîfe'ye göre insanların kendi beyanları,ibadet şekilleri ve dinî alâmet sayılan kıyafetleri tekfirsebebi olabilir. Mümin olduğunu söylese de, ilâhî sıfatlaninkâr eden veya bunları yaratıkların sıfatlarına benzeten,kadere inanmayan, Kur'an'da açıkça belirtilen hükümlerikabul etmeyen, günah işlemeyi helâl sayan ve Kur'an'ınbir harfini bile inkâr eden kimse tekfir edilir.

50. Ebû Hanîfe'ye göre devlet başkanı nasıl tayinedilmelidir?
Cevap: Ebû Hanîfe'ye göre devlet başkanı, müminlerinbir araya gelip istişarede bulunmaları yoluyla seçilmelidir.

51. Ebû Hanîfe'ye göre Hz. Ali ve Emevîler arasındakimücadelede kim haklıdır?
Cevap: Hz. Ali, muhalifleriyle olan anlaşmazlıklarındahaklıdır. Ali evlâdı, hilâfete, idareyi zorla ellerine geçirenEmevî ve Abbâsîlerden daha lâyıktır. Bu kanaatine bağlıolarak Ebû Hanîfe, İmam Zeyd'in ve Ehl-i Beyt'e mensupkişilerin mevcut idareye karşı giriştiği mücadeleleri meşrukabul etmiş, hatta onlara destek vermiştir.

52. Ebû Hanîfe, Ehl-i Beyt'in haklı olduğunu düşündüğüiçin Sîa görüşüne mi mensuptur?
Cevap: Ebû Hanîfe'nin, Ehl-i beyt'i mücadelelerindedesteklemesi Şia'nın imâmet anlayışını benimsediğianlamına gelmez. Zira Ebû Hanîfe, imâmeti Ehl-i beyt'enassla verilmiş bir hak olarak görmemiş, sadecedöneminde Ehl-i beyt'e mensup olanları imâmetediğerlerinden daha lâyık görmüştür.

53. Hasan-ı Basrî kimdir?
Cevap: Hasan-ı Basrî (ö. 110/728), 21/642 yılındaMedine'de doğdu. Babası ve annesi azatlı köle idiler. Buyüzden mevâlîden sayılır. Annesi Hz. Peygamber'in eşiÜmmü Seleme'nin azatlısı ve hizmetkârıydı. ÜmmüSeleme onunla yakından ilgilendi ve iyi yetişmesi için hertürlü imkânı sağladı.Hz. Ali'nin halife olmasının ardındanailesiyle birlikte Basra'ya gitmiş ve oraya yerleşmiştir.Hasan-ı Basrî, ilmi ve zühdü ile tabiûnun en önde gelensimalarındandır.

54. Hasan-ı Basrî, kimlerden ilim almış, kimlerietkilemiştir?
Cevap: Pek çok sahabeden ilim almakla birlikte en çokEnes b. Malik'ten istifade etmiştir. Talebeleri arasındaEyyûb es-Sahtiyânî, Katâde b. Diâme, Amr b. Ubeyd.Vâsıl b. Atâ, Malik b. Dinar gibi alimler bulunmaktadır.

55. Hasan-ı Basrî'nin, "ulûhiyet" hakkındaki görüşünedir?
Cevap: Allah Teâlâ'nın kemal sıfatları vardır, onlarlanitelendir. Allah Teâlâ ahirette müminler tarafındangörülecektir.

56. Hasan-ı Basrî'nin, "kader" hakkındaki görüşü nedir?
Cevap: Hasan-ı Basrî, Emevî idaresinin, siyasî iktidar veicraatlarını meşrulaştırmak için bunların ilâhî iradedoğrultusunda gerçekleştiğini iddia etmeleri karşısındaöğrencileriyle birlikte mücadele vererek kulların kendiiradeleriyle yapmış olduğu fiillerin ilâhî takdirin zorlayıcıtesiri altında gerçekleşmediğini savunmuştur.

57. Hasan-ı Basrî, hangi ekole daha çok yakındır?
Cevap: Hasan-ı Basrî hakkında yapılan yeniaraştırmalarda onun kader konusunda Mu'tezile ile aynıgörüşleri paylaşmadığı; bilakis, kaderin işlenen günahlariçin bir mazeret olarak ileri sürülemeyeceğini vurguladığıbelirtilmektedir. Bu açıdan bakıldığında bu görüşlerininEhl-i Sünnet anlayışıyla bağdaştığı söylenebilir.

58. Hasan-ı Basrî'nin, "peygamberlik" hakkındaki görüşünedir?
Cevap: Kadınlardan peygamber gönderilmemiştir. Hz.Peygamber'in isrâ ve mi'racı bedenen değil ruhen gerçekleşmiştir.

59. Hasan-ı Basrî'nin, "âhiret" hakkındaki görüşü nedir?
Cevap: Hz. İsa, kıyametin kopmasından önce canlı olarakbulunduğu gökten inecek ve herkes ona iman edecektir.Kalbinde iman bulunup da günahlarının cezasını çekmeküzere cehenneme giren kimseler ilâhî şefaat sayesindeoradan çıkacaklardır. Ergenlik çağına girmeden ölen kâfirçocukları cehenneme girmeyecektir.

60. Hasan-ı Basrî'nin, "iman-amel ilişkisi" hakkındakigörüşü nedir?
Cevap: Hasan-ı Basrî, gerçek imanın kişiyi dininbuyruklarına itaât etmeye sevk ettiğini belirtmektedir.Amelsiz imanın bir değeri yoktur. Bu sebeple iman artarve eksilir.
Herkes ders anlatır ama Arif hocam öğretir.

Kitap okumadan meydan okunmaz
Soru çözmeden sınav kazanılmaz
İmkansız diye bir şey yoktur. Sadece zaman alır.
  •